Kadının orgazmını ve geçen olayları daha iyi anlayabilmek için orgazmı dört aşamada incelemek uygun olur. Bunlar sırasıyla 1- Uyarım, 2- Gerilim, 3- Doyum,
• Gevşeme: Bu olaylar sırasında üç önemli fizyolojik olay görülür. Cinsel organlarda kan toplanması, kaygan sıvı salgılanması ve adale kasılmaları.
• Uyarım: Uyarım beyne gider. Beyinden kalkan ve omurilikten çıkan uyarı sonucu iç ve dış dudaklar ve bızıra kan gelir. Ve bu kısımların şişip renk değiştirmesine neden olur. Dış dudaklar yanlara doğru çekilerek dölyoluna girişi kolaylaştırır. Bu organlar dokunmaya, cinsel uyarıma artık çok duyarlı bir hale gelmiştir. Memelerin uçları sertleşir ve memeler tümüyle büyürler. Dölyolu duvarlarından kayganlaştırıcı bir sıvı salgılanır. Solunum hızlanmış, nabız sayısı yükselmiştir. Uyarımın arttığı bir sırada dölyatağı dikilir ve çadır fenomeni dediğimiz dölyolunun üst kısmının genişlemesi görülür. Ayrıca “sex flash” denilen derinin kırmızılaşması göze çarpar.
• Gerilim: Cinsel doyumdan başka bir şeyle artık kişinin pek ilgilenmediği, cinsel hazza ulaşmak için uğraşılan bir devredir gerilim. Çeşitli aşk oyunları ile fiziksel ve duygusal bütünleşmeye yönelinir. Dölyolunun 1/3′ lük giriş kısmı gerilim sırasında kamışı kavrayıcı bir şekilde daralır. Orgazmik manşet dediğimiz, adaleler orgazm kasılmasına geçişe hazırdırlar. Bu salgılar aygıtlarla yapılan ölçümler sonucu saptanmıştır.
Bu gerilim safhası doyuma ulaşabilmek için çok önemlidir. Eğer gerilim süresi ve niteliği kadının gereksinmesine uygun değilse kadın orgazma ulaşamayacaktır. Daha önce değindiğim gibi orgazm öğrenilebilen bir reflekstir. Bu nedenle orgazma ulaşmak için kadının çaba göstermesi kendini tutup kasmaması gerekir.
• Doyum (Orgazm): Gerilimin sonunda, kadın denetleyemediği ve denetlemek istemediği gerilimin kendini aştığını hisseder. Orgazmın tarifi çok zordur. Genelde şu şekilde algılanır. Kadının leğen boşluğu derinlerinde dölyolunun orgazm manşeti denilen bölümünde birbirini takip eden kasılmalarla kendini belli eder. Sanki bir silkinme nöbeti gibi olur. Orta dereceli bir orgazmda kadın 3-5, kuvvetli bir orgazmda 8-12 kere kasılma hisseder. Başta karın bölgesi kasları olmak üzere hepsi kasılır. Makat çevresi adalelerinde de şiddetli kasılmalar olur. Bu kasılmalarda beyinden salgılanan oksitosin (oxytocin) ve prolaktin hormonunun etkisi olduğu son yıllarda ortaya konmuştur. Kadında orgazma ulaşmaya, Türkçe’de gelme denir. Bu “gelme” erkekteki boşalmaya uyar. Fakat her kadın ve erkeğin her cinsel birleşmede aynı zamanda orgazma ulaşması mümkün değildir.
Kadının “gelme” si sırasında kadından da bir sıvı (ejakulat) gelir. Bu 0-250 ml arasındadır. Fakat pek çok kadın bunun farkında değildir. Ancak bu sıvı çok miktarlarda salgılandığında dikkati çeker. Kadından gelen sıvı (ejakulatı) idrar yolu deliğinin her iki yanındaki iki ufak skene bezi adı verilen salgı bezinden kaynaklanır.
• Gevşeme: Cinsel dürtü ve istekler doyuma ulaştıktan sonra bir gevşeme, bir rahatlama görülür.
Orgazmla ilgili pek çok yapılmış istatistik elimizde pek çok veri var. Ülkemizde bir gazetenin yaptığı bir araştırmanın verilerini sunuyorum. Bu verilerin tümüyle Türkiye’ deki yaşamı yansıttığına inanmıyorum. Gelen mektuplardan, hasta ve çevresindeki aynı sorunu olan orgazm olamayan kadınların yakınmaları değerlendirildiğinde bu cinsel sorunun daha büyük boyutlarda olduğu izlenimi doğuyor. Ankete katılan kadınların profili şöyle: Yüzde 33′ ü 22-25 yaş arası, yüzde 32′ si 26-30 yaş arası, yüzde 14′ ü 31-35 yaş arası, geri kalan grup ise 35 yaşın üstünde. Eğitim durumları da şöyle: Yüzde 49′ u üniversite mezunu, yüzde 32′ si lise mezunu, yüzde 12′ si üniversite üstü eğitim görmüş, yüzde 7′ si ise ortaokul mezunu. Anketimize katılan kadınların tümü çalışıyor, yüzde 51′ i bekar, yüzde 34′ ü evli, yüzde 15′ i ise dul.
“Orgazm oluyor musunuz?” sorusunu, kadınların yüzde 48′ i “Evet, çoğunlukla”, yüzde 38′ i “Evet, bazen” diye yanıtlıyor. Kadınların yüzde 3′ ü hiç orgazm olmadığını söylerken, yüzde 14′ ü bu soruyu yanıtsız bırakıyor. “Orgazm taklidi yaptınız mı?” sorusunu “Hayır, yapmadım” diye yanıtlayanlar çoğunlukta. Kadınların yüzde 29′ u ise orgazm taklidi yapıyor. Yüzde 67 oranında kadın vajinal ve klitoral orgazm taklidi yapıyor. Yüzde 67 oranında kadın vajinal ve klitoral orgazmın ayrı doyum yolları olduğunu savunuyor. Kadınların yüzde 12′ si bu soruyu yanıtlamıyor. Vajinal birleşmeden kadınların yüzde 59′ u fiziksel, yüzde 32′ si psikolojik zevk aldığını açıklıyor, geri kalanlar soruya yanıt vermiyor.
Kadınların yüzde 39′ u klitorisin uyarılmasıyla, yüzde 20′ si ise birleşme sırasında doyuma ulaşıyor. Yüzde 13′ ü oral, yüzde 8′ i anal seksle orgazm oluyor. Kadınların yüzde 54′ ü oral, yüzde 30′ u da anal seks yaptığını söylüyor. Oral seksi zevk alarak yapan kadın oranı yüzde 87. Kadınlardan yüzde 56′ sı isteyerek, yüzde 19′ u da istemeyerek anal seks yaptıklarını belirtiyorlar. Kadınlar cinsel ilişki sırasında eşlerinden nasıl davranışlar bekliyorlar? Yüzde 34′ ü erkeklerle yumuşak, sevecen ve yavaş sevişmek yanlısı erkeğin ser olmasını isteyen kadın sayısı ise oldukça düşük. 100 kadından sadece 9′ u sertliği tercih ederken, kadınlar hızlı sevişmelerden hoşlanmadıklarını da söylüyorlar.
Önemli olan sayısal veriler değil, insanların doyumlu bir cinsel yaşama ulaşmalarıdır.
ORGAZMIN SINIFLANDIRILMASI
Son yıllarda Türkiye’de de cinsellikle ilgili yayınlar artmaya başlayınca kadın erkek ilişkisindeki doyumun yani orgazmın ne olduğu nasıl yaşandığı hakkında çeşitli yayınlar yapılmaya başlandı. Türkiye’de bu iletişim olanaklarının artması sonucu insanlar kendi mahrem cinsel yaşamlarının dışında cinsellik ve cinsel fizyoloji ile ilgili bilgiler edinmeye çalışmaya başladılar. Ve çoğu insan özellikle kadınlar orgazm olamadıklarını fark ettiler. Orgazm esasen idrar yapma, dışkılama gibi fizyolojik olarak istemli refleksler grubuna girmektedir. Tıbbi seksoloji açısından baktığımızda orgazm öğrenilebilen bir olgudur.
İnsanların aklına takılan ve fizyolojisini bilmediği orgazmın ayrıntılı bir sınıflandırmasını sunmak istiyorum. Dölyolu veya klitorial orgazm vardır demek veya şu doğru bu değil şeklindeki görüşlerin hepsi yanlıştır.
• Orgazm türleri arasında, uyarılan organ ve orgazmın oluşumu ve vücudun tümü arasında nörolojik sinir sisteminin cevap veriş şekli çok önemlidir. Örneğin; memelerin uyarılması, fakat orgazmı kadının alt jenital bölgede hissetmesi gibi.
• Hem erkeğin hem kadının orgazmı vücudun değişik bölgelerinde daha belirgin bir şekilde duyabildiğini görmezlikten gelemeyiz. Erkekte örneğin kamış veya prostatta orgazmı duyması gibi. Kadında örneğin klitoris veya vajina derinliğinde, veya anüste hissetmesi gibi.
• İnsanın orgazmı oldukça karmaşık bir olaydır, sinir yolları ile uyarımın ulaşması dışında, beynin ve o günkü ve o andaki psikolojik faktörlerin önemi tartışılamaz.
POROY SINIFLANDIRILMASI
Uzun yıllar yaptığım çalışmalar sonunda orgazmın sınıflandırılmasının, kendi deneyimlerime göre şu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. Cinsellikte cinsel kimlik ve kişinin cinselliğe bakışı önemlidir. Yoksa sadece araştırmacıların bir takım istatistiklere, araştırmalara, anketlere göre vardıkları yargılar değil. Modern tıbbi seksoloji açısından dölyolu veya klitoris orgazmı var veya yok demek, veya vücudun bölgelerine göre orgazmı sınıflandırmak kanımca yanlış olur. Önemli olan insanın orgazmı yaşayışıdır. Bu duyguyu algılayış şekline göre sınıflandırma yapmak daha doğru ve gerçekçi olur. Yaptığım bu tanımlamanın her toplumda, dünyanın her yerinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Buna göre;
TEK TİP ORGAZM
Hep aynı organın veya bölgenin uyarılması sonucu orgazma ulaşanlar. Örneğin sadece kamış, klitoris uyarılması ile orgazma ulaşabilenler.
DEĞİŞKEN TİP ORGAZM
Burada kişi değişik organlarının uyarılması ile orgazma ulaşır. Örneğin bir seferinde klitoris, bir seferinde döl yolu uyarımı ile orgazma ulaşma söz konusudur. Fakat değişik organların uyarılması sonucu oluşan orgazmı kişi hep aynı düzeyde yaşar.
ÇOK DEĞİŞKEN TİP ORGAZM
Burada değişik organların uyarılmasını kişi hem değişik bölgelerinde hem de değişik düzeyde yaşayabilir. Değişik bölgelerin uyarılmasını değişik şiddette algılayabilir. Örneğin; göğüs uyarılması veya G- noktası uyarılması sonucu orgazmlarını değişik tipte ve değişik düzeyde algılayabilir.
Orgazmın daha kolay anlaşılabilmesi için kadın ve erkek arasında bazı farklılıklar olduğundan kadının ve erkeğin orgazmını ayrı ayrı incelemek daha uygun olacaktır. İster Türkiye’de, ister dünyanın her hangi bir yerinde geçerli olan bu tanımlama ile insanların orgazmı daha iyi anlayacağını düşünüyorum.